5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922

Herkese merhaba,
5 Şubat ne günüymüş diye baktım. Bir sürü futbolcunun doğum günüymüş. Cristiano Ronaldo, Neymar, Gheorghe Hagi vs. Bunlar ilgimi çekmedi. Bir de Dünya Nutella Günü imiş. Bu da ilgimi çekmedi. Tarihe baktığımda bugünün, bugünkü kuşakların adını pek duymadığı iki önemli kişinin doğum ve ölüm günü olduğunu keşfettim. Bugün size onlar hakkında küçük birer bilgi vermek istedim. Birisi eşsiz türkülerini hala zevkle dinlediğim bir sanatçı. Diğeri de komplo teorilerine şüpheyle yaklaşmama rağmen genç yaşta ölümünü hala şaibeli bulduğumu bir politikacı.

ÖZAY GÖNLÜM

Asıl adı Kemal Özay Gönlüm olan sanatçı, kamuoyunda ve sanat çevresinde Özay Gönlüm adıyla bilinir. 5 Şubat 1940 tarihinde babasının askeri görevle bulunduğu Erzincan’ın Tercan ilçesinde doğmuştur. Babasının adı Ahmet, annesinin adı Zekiye’dir. Babası Denizli’nin Tavas ilçesi Kızılcabölük kasabasından, annesi Kütahya’dandır. Babasının hediye ettiği armonika, onun küçük yaşlarda müzikle ilk tanışma vasıtası olur. İlkokulu Kütahya’da, ortaokul ve liseyi de Denizli’de bitirir. Okul dışı zamanlarda terzi çıraklığı da yapar. Ortaokul yıllarında öğretmenlerinin tavsiyesiyle mandolin ve keman çalmayı, lise yıllarında da kendi kendine bağlama çalmayı öğrenir. Lise yıllarında elinde bağlamasıyla İstanbul’a gider ve iki ay süreyle açık hava konserlerine katılır. 1957 yılında Muzaffer Sarısözen’le tanışır ve halk müziğine ilgisi artar. Daha sonra iki yıl Ankara İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisine devam eder. 1963 yılında askere alınır. Yedek subay olarak Amasya’da müzik öğretmenliği yapar. Aynı yıl Kütahya’dan çocukluk arkadaşı Ayten hanımla evlenir. Evren ve Ezgi adlı iki kızları olur. Muzaffer Sarısözen’in davetiyle Ankara Radyosu “Yurttan Sesler” programına misafir sanatçı olarak katılmaya başlar. Kısa bir süre Millî Eğitim Bakanlığı Film ve Radyo-Televizyon Merkezi’nde çalışır. 1966 yılında TRT Ankara Radyosunda açılan Türk Halk Müziği Sanatçı Sınavını kazanır ve yetişmiş saz sanatçısı olarak “Yurttan Sesler Korosu” kadrosuna katılır. Burası onun için âşık tarzı kültür, geleneksel tiyatro, halk hikâyeciği ve meddahlık geleneklerini öğrendiği, araştırdığı bir okul işlevi görür. Bir yandan genelde Ege, özelde Denizli yöresi türkülerini, sesi ve sazı ile icra eder, diğer yandan Türk Halk Müziği alanında derleme faaliyetlerinde bulunur. Anadolu’da iki bin civarında köy dolaşır, buralarda katıldığı icra ortamlarında saz ve söz ustalarından derlemeler yapar. Bu derleme çalışmaları onun müzik bilgi ve tecrübesini arttırır. Âşık tarzı kültür geleneğinin repertuvarını, makamlarını, şelpe tekniğini, icra şekillerini ve dil özelliklerini inceleme ve özümseme imkânı bulur. Derleyip notaya aldığı ve icra ettiği türkülerden bazıları şunlardır: “Cemile, Dumanı da vardır şu dağların başında, Desti içinde pekmez, Osman’ım, Maymulun altından gelip geçersin”. Denizli yöresine ait türkülerin önemli bir kısmının ise kaynak kişisi olduğu ifade edilir. Bunlar arasında “Zobalarında guru meşe, Denizli’nin horozları, Evlerinin önü bulgur kazanı, Kara üzüm salkımı” sayılabilir. 1973 yılından itibaren sahne almaya başladığı İzmir Fuarında şöhreti yayılır. “Gıdıgıdı” adını verdiği minik curası ve saz yapım ustası Cafer Açın’a yaptırdığı bağlama, cura ve çöğürden oluşan “Yaren”i ile yurtiçi ve yurtdışı konserlerinde Türk halk müziğinin tanınması yolunda büyük bir çaba gösterir. Avrupa ülkelerinde, Amerika Birleşik Devletlerinde, Avustralya’da, Çin ve Hindistan’da konserler verir. TRT Türk Halk Müziği Repertuvar Kurulu, Kültür Bakanlığı HAGEM Repertuvar Kurulu üyelikleri yanında çeşitli kurumlar bünyesindeki sınavlarda seçici kurul üyelikleri yapar. TRT televizyonları bünyesinde büyük ilgiyle izlenen “Türk Halk Müziği İstekler” adlı programı hazırlayıp sunar. Bu program sayesinde İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından “Yılın İletişimcisi” ödülüne layık görülür. Pek çok 45’lik ve uzunçalar plak, kaset ve CD hazırlar. “Ninenin Mektupları” adlı plakları satış rekorları kırar. Bir sinema filminde başrol oyuncusu olarak rol alır. Maliye Bakanlığı’nın televizyonlar için hazırlattığı vergi reklamlarında “Fişini de al Mustafa Ali” repliğiyle Kamu spotuna katkıda bulunur. Türk Halk Müziği repertuarına iki yüzden fazla türkü ve ezgi kazandıran Özay Gönlüm, 1 Mart 2000'de, tedavi gördüğü Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Hastanesinde solunum yetmezliğinden vefat eder. Ankara Cebeci Asri Mezarlığına defnedilir.

Özay Gönlüm, Türk sözlü kültür ortamındaki ezgi ve söze dayalı âşıklık geleneğinin geleneksel icra ve anlatıcılık tarzını, hem derleyip kayda geçiren hem de elektronik kültür ortamında yeniden üreterek yeni nesillere aktaran ve sevdiren çok yönlü bir sanatçıdır. Onun yetişmesinde yazılı kültür geleneği, özellikle örgün müzik eğitimi ile elektronik kültür ortamının etkili olduğu belirtilir. Sanatının ilk yıllarında İstanbul’a gittiğinde, zamanın eğilimine uygun olarak bağlamasıyla yabancı dillerde şarkılar söylemesi, bağlamanın yeni şartlar ve eğilimler içinde de kullanılabileceğini göstermesi, onun, Türk anlatım ve gösterim geleneğindeki değişimci özelliği yanında kültürel yeniden üretim kabiliyetini de gösterir. Özay Gönlüm, ülkenin çeşitli yerlerine yaptığı araştırma gezilerinde pek çok türküyü hikâyeleriyle birlikte derlemiş, notaya geçirmiş ve kendine özgü edasıyla radyo, televizyon gibi elektronik ortamlar vasıtasıyla icra etmiştir. Saz çalmadaki tekniği ve ustalığı yanında, taklit kabiliyeti, sunum ve mizah yeteneği, Denizli ağzını kullanmadaki doğallığı, Özay Gönlüm’ün sanatçı kişiliğini, kendine has tarzını ve üslubunu oluşturan başlıca unsurlardır. Denizli ağzıyla yaptığı gösterimler ve özellikle öğretmen Mehmet Yılmaz’dan derlediği, daha sonra yeniden üretimlerle zenginleştirdiği “Umman Nine’nin Mektupları” serisindeki tiplemeleri, Özay Gönlüm’ün “dramatizasyon yeteneğini ortaya koyan, elektronik kültür ortamlarının hikâyeci aşığı ve meddahı olarak kabul edilmesini sağlayan deliller” olarak belirtilir. Nebi Özdemir’e göre o, bütün canlandırma ve tiplemelerini Türk kültürünün geleneksel anlatım ve gösterim geleneklerinden elde ettiği unsurlar üzerine kurmuş, geleneksel kültürün iletişim ve icra gelenekleri hakkındaki engin birikimiyle geleneksel icra temelli kendi üslubunu oluşturmuştur.

Özay Gönlüm, ifade ve davranış biçimi olarak da halk arasında gözlemlediği tavır ve davranışlara sadık kalır. Bunları geleneksel anlatı ve dramatizasyon tekniği çerçevesinde elektronik kültür ortamında yeniden üreterek icra eder. Örnek olarak “Ninenin Mektupları” serisi, sözlü kültür ortamındaki geleneksel hikâye anlatım yapısına uygun olarak planlanmış ve icra edilmiştir. Bu bağlamda sanatçının dinleyiciye ve izleyiciye hitabı ile yani, “döşeme” söylemesiyle ilgili icra başlangıç kalıbı şöyledir: “Merhaba, sevgiler saygılar hepinize. Sizlerle Ege yöresine uzanalım şöyle. Bir köyde konuk olalım bir nineye. Bir nine var orda yaşayan, o köylüklerden birinde. Seksen yaşında. Kimi kimsesi yok bir torunundan başka. Torunu askerde, Ahmet. Mektuplar yazıyor torununa nine. Mektuplar geliyor torunundan nineye. Bu mektuplardan bizim de elimize geçti. Dilerseniz, sizlerle neler söylüyor, ne şekilde söylüyor, okuyalım beraber.”. Mektup formu şeklinde kurgulanan hikâye metninin içeriği de toplumsal norm ve değerlerin, insanı hem düşündürüp kederlendiren hem de güldüren, eğlendiren ifade yapılarının yerli yerinde kullanılmasıyla bütüncül bir yapı kazanır. Dinleyici/izleyici, “Ey benim fistanımın yaması, torunların hası, ince sezgilim, datlı ezgilim, gara yazgılım, eli tüfeklim, demir yüreklim, nassın bakim…” ifadeleriyle kederlenip derin düşüncelere dalarken; “erkek gısmı eşşeğinden, garı gısmı döşeğinden belli olur; gadın gısmına göğde düğün va demişle, göğe merdiven dayameye gakmış…” ifadeleriyle de gülmekten, kahkaha atmaktan kendini alamaz. Dolayısıyla ustasının Türk sözlü geleneği olduğunu her fırsatta tekrar etmiş olan sanatçı, bu bilinçli seçtiği özelliklerle de adeta yaşadığı dönemin modern bir âşığı, bir meddahı, gülerken düşündüren bir Nasrettin Hoca’sı olmuştur. Bu bütüncül sanatçı kişiliği ona, geleneksel ve yerel olanı, ulusala ve evrensele ulaştırma yolunda önemli bir hizmet yolu açmıştır. Sözlü kültür ortamındaki geleneksel üretimleri biçimlendiren, saz ve sözün birlikte kullanımı, nazım-nesir birlikteliği, diyaloga dayalı anlatım, halkın anlayacağı dil kullanımı gibi özellikler, Özay Gönlüm’ün icra ve gösterim sanatının da karakteristik özellikleri olmuştur. Özellikle “Ninenin Mektupları” dizisi içinde “eşitlik, adalet, iyilik-doğruluk, samimiyet, diğergamlık” norm ve değerlerine ilişkin kodlamalar, toplumun ortak belleğini ve toplumsal kimliğini yansıtması bakımından önem taşır. Bu sayede hem bir kültürel aktarım hem de eğitim işlevi yerine getirilmiş olur. Ayrıca Özay Gönlüm’e has icra ve gösterim tarzı, dinleyen/izleyenlere hoşça vakit geçirme, sosyal eleştiri, toplumsal motivasyon, kendini bulma ve birlikte olma hazzı, duyguların dışa vurumu, protesto gibi folklorun temel işlevlerini yerine getirmesi bakımından da önem taşır. Sadece çaldığı minik curasına “Gıdıgıdı”, bağlama, cura ve çöğürden oluşan üçlü sazına “Yaren” adını vermiş olması bile, geleneğin kültürel kodlarını, yazılı-elektronik kültür ortamının yeni toplum yapısına taşıyan, sevdiren ve benimseten aktarıcı ve yaratıcı bir sanatçı olduğunu gösterir. Bütün bu özellikler esasen Özay Gönlüm’ün iyi bir gözlemci ve tasnif edici kişiliğinden de kaynaklanmaktadır. O, içinde yaşadığı toplumun dünya görüşünü, insan ve tabiat sevgisini, sosyal, ekonomik ilişkilerini iyi gözlemleyen, bunları nitelikleri ve değerleri bakımından sınıflandırıp yerli yerine koyarak modern bir anlayış içinde yeniden üreten ve icra eden bütüncül bir sanatçı kimliğine sahiptir. Üstelik bütün bu nitelik ve değerleri kendi hayatına da uyarlayan, giyim kuşamından davranış ve konuşma biçimine kadar geleneksel olanı modern yapıyla birleştiren bir şahsiyettir. Bu sanatçı kimliği ve şahsiyeti, başta TRT kurumunda birlikte çalıştığı genç sanatçılar olmak üzere, bütün ülkede bir örnek oluşturmuş, geleneksel Türk kültür kodlarının değişen ve dönüşen toplum yapısı içinde yaşamasına katkı sağlamıştır.

Kaynak: https://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/kemal-ozay-gonlum

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 Kaza_4474

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 Kaza_4474

ADNAN KAHVECİ

Adnan Kahveci, 20 Şubat 1949 yılında Trabzon Sürmene'de doğmuştur. Babası memur annesi ise ev hanımı olan Adnan Kahveci, maddi imkanları kısıtlı olan bir ailede büyümüştür.

Eğitimi:
Adnan Kahveci, ilkokulu ve orta okulu kendi köyünde okumuştur. Milliyet gazetesinin ilk kez yaptığı bilgi yarışmasında birinci olmuştur. TÜBİTAK’tan aldığı burs ile İstanbul Kabataş Lisesi’ne gitmiştir. Adnan Kahveci,1966 yılında dönem birincisi olarak mezun olmuştur. Üniversite sınavında 180 sorunun tamamına doğru cevap vermiştir. İstanbul Fen Fakültesi’nde üniversiteye başlayıp Millî Eğitim Bakanlığı bursuyla eğitimini ABD’ denin Indiana kentindeki Purdue Üniversitesi’ne taşımıştır. Burada 4 yıllık okulu 2,5 yılda bitirerek elektrik mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. Mezuniyetinin ardından Missouri Üniversitesi’nde doktora yapmıştır. 1975 yılında doktora yaptığı üniversite de bir süre yardımcı profesör olarak görev yapmıştır.

Öğrenim hayatı boyunca hiçbir işi yadırgamadan yapan Adnan Kahveci okul yemekhanesi, bulaşıkçılık ve öğrenci yurdunda aşçılık gibi işleri de yapmıştır.

Özel Hayatı:
Adnan Kahveci, 1973 yılında Füsun Kahveci ile evlenmiştir. Bu evliliğinden iki oğlu Cihan Kahveci ve Mehmet Bozkurt Kahveci, bir de kızı Aslıhan Ceylan Kahveci doğmuştur.

Adnan Kahveci, eşi ve iki çocuğu ile birlikte 5 Şubat 1993 tarihinde Bolu-Gerede yakınlarında trafik kazası geçirmiştir. Kazada Adnan Kahveci ve eşi Füsun Kahveci, olay anında hayatlarını kaybederken, 17 yaşındaki kızı Aslıhan ve 10 yaşındaki oğlu Cihan, yaralı olarak kurtulmuştur. Bitkisel hayata giren Aslıhan Kahveci, 10 gün sonra vefat etmiştir. Adnan Kahveci, eşi Füsun Kahveci ve 17 yaşındaki kızı Aslıhan Kahveci'nin kabirleri Kartal Yakacık Mezarlığı'nda yan yana bulunmaktadır.

Adnan Kahveci, eşi Füsun Kahveci ile birlikte verdikleri bir röportajda eşi için “Ben onsuz, o da bensiz yaşayamaz” açıklamasını yapmıştır. Sevgilerinin derinliğini beraber vefat etmelerinden de anlayabiliriz.

Adnan Kahveci’nin eşini Alev Karaca ile aldattığına dair çıkan haberlerin hiçbirinde doğruluk payı yoktur. Hiçbir delil olmadığı için iftira dedikodu olarak tarihte yerini almıştır. Adnan Kahveci’nin kendisi de asla kabul etmemiştir. Birbirinden başarılı çalışmalar yaptığı için bu şekilde karalamaya çalışıyorlardı. Çünkü o kadar temiz, dürüst, namuslu, vatanına, milletine sevdalıydı ki tartışma yaratacak hataları yoktu. Adnan Kahveci’nin ailesinde huzursuzluk yaratmak amacıyla yapılmış olan asılsız haberlere inanmayalım.

Kariyeri:
Adnan Kahveci, 1976 yılında askerlik görevini yerine getirmek için ve geçici olarak Türkiye’ye dönmüştür. Türkiye’de kalmaya karar verince İstanbul’a, Kartal’a yerleşmiştir. Daha sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmaya başlamıştır.

Daha önce Amerika’da bir gezide tanıştığı dönemin TPAO (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı) Genel Müdürü Korkut Özal, 1977 yılında İkinci MC Hükümetinde İçişleri Bakanı olunca, Adnan Kahveci‘yi, İçişleri Bakanlığı Teknik Danışmanlığında görevlendirmiştir. Bakanlığın ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bilgisayara geçiş çalışmalarını başlatan Adnan Kahveci‘nin hayat yolu bu şekilde Özal’lar ile birleşmiştir. Danışmanlık göreviyle beraber siyasi hayata da adım atmış olup, 12 Eylül’den sonra Turgut Özal’a Başbakan danışmanı olarak atanmıştır. 1983 yılında Anavatan Partisi‘nin 37 kurucusundan birisi ve ilk Genel Başkan Yardımcısı olmuştur. 1987 yılında İstanbul’dan milletvekili seçilmiştir. 18. ve 19. Dönemin İstanbul Milletvekilliğini yapmıştır. Adnan Kahveci, genç yaşta yaptığı siyasi çalışmalar, dürüst kişiliği ve idealleri ile kısa sürede toplum tarafından çok sevilmiştir ve adından çok söz ettirmiştir.

Adnan Kahveci, 1987 yılında DPT ( Devlet Planlama Teşkilatı) ve Hazineden sorumlu Devlet Bakanı olmuştur. Dönemin başbakanı Turgut Özal tarafından 1988 yılında Maliye Bakanlığı görevine getirilmiştir.

Şu anda olduğu gibi o yıllarda da en önemli sorun olarak kabul edilen’ Kürt sorunu’ ile ilgili Türkiye'de şu ana kadar hazırlanan en kapsamlı ve devletin kasasında tutulan üç rapordan birisi, Adnan Kahveci'ye aittir. Rapor, 1992 yılının mayıs ayında Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a teslim edilmiştir.

Adnan Kahveci, KDV’yi hesaplayan akıllı mini yazar kasa geliştirmiş ve bunun patentini de almıştır.

Şüpheli Ölümü Hakkında;
Adnan Kahveci'nin yeni yapılan otobanda ters yola girerek kaza yapması, çeşitli şüpheleri de beraberinde getirmiştir. 2011 yılında 8'inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüne ilişkin Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamına, dönemin Devlet Bakanı Adnan Kahveci'nin 'şüpheli ölümü' de dâhil edilmiştir. Adnan Kahveci'nin oğlu Mehmet Bozkurt Kahveci, kazanın akıbetine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kaza meydana geldiğinde 18 yaşında olduğunu söyleyen Bozkurt Kahveci, "Ben uzun zaman bu kazanın normal bir kaza olduğuna inandım. Ama şimdi ben de suikast olduğuna inanmaya başladım. Babam levha hatası yapmamıştır. Gösterildiği için o yoldan girmiştir. Üniversite sınavında Türkiye birincisi olmuş bu kadar zeki bir insanın o yola ters girmesinin imkânı yok. Sanki birileri o levhayı bilerek koydu." demiştir.

Turgut Özal'ın şüpheli ölümüne de dikkat çeken ifadelerde bulunan Bozkurt Kahveci, "Babam ile Turgut Özal'ın birkaç ay arayla ölmesi şüphelidir. Bunun arkasında derin devletin olduğunu düşünüyorum." diye konuşmuştur. Babasının 'Kürt Raporu' hazırladığı için öldürüldüğü iddialarıyla ilgili ise Bozkurt Kahveci, "Babam başta Kürt sorunu olmak üzere her konuda demokratik adım atmaktan korkmazdı. Allah'tan başka kimseden korkmazdı." şeklinde ifadelerde bulunmuştur. Bozkurt Kahveci, Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nca babasının ölümünün Özal soruşturması içine alınmasının önemli olduğunu söylemiştir. Yeniden soruşturma başlatılmasının umut verici olduğunu ifade eden Bozkurt Kahveci, olayın aydınlatılması için önemli bir adım atıldığını belirtmiştir.

Babasının suikasta kurban gittiğini söyleyen Cihan Kahveci ise ilk kez bir isim vermiş olup, iddiasına göre Adnan Kahveci ile Turgut Özal'ın suikastçıları aynı kişidir. Suikastın arkasında ise İsrail gizli servisi Mossad vardır. Cihan Kahveci, o ismi ise Erhan Göksel olarak açıklamıştır.

Cihan Kahveci ''Kaza Hollywood filmlerinde görülmemiş bir organizenin sonucuymuş. Düzenleyen aynı zamanda Özal'ı da zehirleyen, danışman kılığında yanaşan, daha sonra Verso Siyasal Araştırma Şirketi kurarak anketler yapan, tüm siyasilerin yakından tanıdığı, bir çok lider ile yakın çalışarak Türk siyasetini de şekillendiren Erhan Göksel. O tarihte bu işi 10 Milyon Dolar için yapıyor." Şeklinde ifadelerde bulunmuştur.

Araştırmacı yazar Erhan Göksel, 2010 yılında Amerika'da New York'taki bir otel odasında vefat etmiş bir şekilde bulunmuştur. Erhan Göksel'in ailesi ve avukatları bu iddiaları kabul etmediklerini söylemişlerdir.

1993 yılında olan şüpheli ölümlerin hepsinin, cinayet ve suikast olduğu düşüncesi toplum tarafından bilinmektedir. Ardı ardına gelen ölüm haberleri ve suikast şekli halkın böyle düşünmesine sebebiyet vermiştir.

Adnan Kahveci’nin vefatından sonra adı, sokaklarda, caddelerde, parklarda, okullarda yaşadı. Ölüm yıl dönümünde de anılmaktadır.

Kaynak: https://www.haberturk.com/adnan-kahveci-kimdir-hbrt-2750834

Arkadaşlarımıza güzel bir pazar günü ve zevkli çözümler diliyorum.

Sayın Aksay, açılış yazınız için teşekkürler. Kitap kazanan arkadaşlarımı kutluyorum herkese kolay gelsin mutlu pazarlar. Özay Gönlüm ve Adnan Kahveci'ye Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun

Sn.Aksay iki değerli insan hakkındaki yazılarınız için teşekkür ederim.

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 2Q==

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 9k=

Peyami Safa – Şimsek. ÖTÜKEN Peyarnİ Safa ŞIMŞEK •. ... Bu kıskançlık değil, çünkü Pervin'i sevmiyorum. Ne dersin? - Bir rakip, her erkekte mücadele iştiyakı doğurur. YA-3/1 RAKİP

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 Aski-memnu-on-kapak

SS-1/2 AŞKI MEMNU

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 Nar-agaci-nazan-bekiroglu-ekitap

SS-1/1 NAR

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 8dcc0805-6e5e-461a-a690-02bb6c3ad30b

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 Nakkare

Nakkare (Kudüm) ağızları deri kaplı , birbirine bağlı farklı büyüklükte iki çömlekten oluşan bir çalgı YA-1/1 NAKKARE

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 Araba-199x300

YA-20/1 ARABA

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 ReneRusso

YA-11/1 RENE

S.S.4.1

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 Efemera_202202020937327872512

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 L%C3%BCle

Su akan musluksuz boru,Lüle, (Far. lûle: lüle) SS-5/3 LÜLE

S.S.8.2

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 0000000060918-1

Y.A.1.3

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 PO9-qYQ7skCcDPS_3UTKQg

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 Tarkan-korkunc-takip-bolum-1da169e4bdb1a1262d7c3c390644a4a4b

Y.A.12.1

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 Images?q=tbn:ANd9GcSKvzaoMEMnu1P64b2najrpVn7x3Umh3tN-_g&usqp=CAU

PİRGEİ LÜTFEN OBJELERİ KÜÇÜLT BİZ RESİM YERLEŞTİRMEKTE ZORLUK ÇEKİYORUZ

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 Laledere-koyu-tabelasi

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 3922000_OnNZtvz8jEFSe47T_zAOuYeNqwwCvdS6xGZrD6VhnxU

SS-6/2 LALEDERE

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 Desktop40

SS-6/3 KÖR

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 Fyodor%2BDostoyevski%2B-%2BBa%25C5%259Fkas%25C4%25B1n%25C4%25B1n%2BKar%25C4%25B1s%25C4%25B1%2B%2526%2BNamuslu%2BH%25C4%25B1rs%25C4%25B1z_k1

NAMUSLU HIRSIZ
FYODOR MİHAİLOVİÇ DOSTOYEVSKİ YA-1/2 NAMUS

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 Th?id=OIP

SS-9/1 ÇİRİŞ

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 7fbcaf3eab5b538102e9c3b9f084582e

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 Fare-kulagi-bitkisi-fare-kulagi-cimi

YA-16/3 FARE KULAĞI

5 ŞUBAT 2023 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1922 Wi:220

YA-2/2 SİMİT

Günleriniz ve yürekleriniz hep aydınlık olsun.
Sevgili AKSAY açış paylaşımınız için çok teşekkürler.
Kitap kazananları kutlarım.
Tüm dostlara zevkli çözümler, sağlık, huzur ve mutluluklar dilerim.
Sevgi ve saygılarımla..