Adı: : Avni AKSAY Doğum Tarihi : 12/09/80 Mesaj Sayısı : 1666 Kayıt tarihi : 02/01/13 Yaş : 43
Konu: 14 KASIM 2021 CUMHURİYET PAZAR BULMACASI SAYI : 1858 C.tesi Kas. 13, 2021 10:56 am
FUTBOL ASLA SADECE FUTBOL DEĞİLDİR
Bazı insanlar futboldan hiç hazzetmez. Benim de sadece milli takımların futbol maçları ilgimi çekiyor. 22 kişinin bir topun peşinde koşturup durduğu binlerce insanın statlarda, milyonlarcasının da ekranlarda takip ettiği bu oyunun tarih ve toplum üzerindeki etkileri ise inkar edilemez. Bu konuda birçok kitap da yazılmıştır. Aklıma ilk geleni de Türkçeye başlıktaki gibi çevrilen orijinal adının "Football Against the Enemy" olduğu kitaptır. İngiliz yazar Simon Kuper, 1994'te yayımlanan kitabında neredeyse bir dünya turu yaparak futbolun politika ve çeşitli kültürlerle ilişkisini araştırmıştır. Kitabın ikinci baskısının ön sözünde Türk futbolundan da söz etmiştir.
Bu satırları yazarken 13 Kasım 2021'de oynanan Türkiye - Cebelitarık futbol maçı henüz bitmişti. Cebelitarık Futbol Takımı FIFA dünya sıralamasında 198. sırada. (Listede 210 ülke var.) Takımın kökeni 1923'e dayansa da ilk resmi maçlarını 2013'te oynamışlar. Henüz iki farklı bir galibiyetleri yok. Bu takıma karşı 6 - 0'lık bir galibiyet çok önemli görünmese de Türk Milli Futbol takımı averajla ikinci sıraya yerleşti. Sadece 2 defa katılabildiğimiz Dünya Kupası'na 3. defa katılma umutlarımıza da sürdürdük. Beni asıl heyecanlandıran Norveç'in Letonya karşısında 80. dakikada öne geçmesi ve sonra gölünün iptal edilmesi oldu.
Bu hafta başlık açma hazırlığı yaparken 14 Kasım'da neler olduğuna baktım. Önce 14 Kasım 1914'te Fuat Uzkınay'ın çektiği "Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı" adlı film hakkında bir şeyler yazmak istedim. Tartışmalı da olsa 150 m uzunluğundaki bu film bazılarına göre en eski Türk filmidir. Ancak dün Cebelitarık milli maçı da olunca bundan tam 37 yıl önce 14 Kasım 1984'te oynanan bir milli maç hemen dikkatimi çekti. İngiltere'ye karşı tarihimizdeki ilk milli maçımıza çıkmış ve evimizde o maçı 8 - 0 kaybetmiştik. Üstelik İngiltere'ye 3 sene sonra yine 8 - 0 kaybedeceğimiz bir maça daha çıkacaktık. Ve maalesef İngiltere'ye karşı resmi maçta henüz bir golümüz bulunmuyor.
O maçla ilgili bir çok efsane türedi, espriler yapıldı. Maçın kalecisi Yaşar Duran'a atfedilen şu sözler oldukça manidar:
Aslında İngiltere ile 1984 yılında oynayacağımız o maça kadar inanın 1 ay sürekli yan top çalıştık. Ancak o gün yediğimiz 8 golden 3'ü yan toptandı. Adamların nasıl gol atacağını biliyor ama çaresini bulamıyorduk. Hayatımda oynadığım en tuhaf maçtı. Düşünün sahada 22 kişi var ve 20 tanesi bana bakıyordu. Çünkü maç hep benim kalemin önünde oynandı.
Top sanki duvara çarpıyordu bana geri geliyordu. Maçtaki tek şutumuzu Erdal Keser atmıştı. Belki bin maç yapsak 8 olmazdı. Ama oldu. 40'ıncı dakikada "Beni çıkarın!" diye bağırdım. Hoca başka alana değişiklik yaptı. Ben sahada kaldım 8 golü de ben yedim. Maç sonu TRT spikeri geldi "Ne hissediyorsun?" dedi. Adamın suratına baktım "Ne hissedeyim ki?" dedim.
Bir de 5 gol yediğim bir İngiltere maçı daha var. Abdülkerim, Lineker'i, Raşit Çetiner de Hoddle'i tutuyor. Bir korner sırasında, Abdülkerim ceza sahasında resmen 'Lineker'i gördünüz mü beyler?' diye sordu. Raşit de, 'Az önce buralardaydı' yanıtını verdi. Maç mı, makara mı belli değildi.
Kaleci Fatih ile Milli Takım'da oda arkadaşıydık. İngilizlerden 3 maçta 21 gol yiyince (Bir 8 de Fatih yemişti) gazeteler: "Fatih ile Yaşar öyle iyi arkadaşlar ki; yedikleri, içtikleri ayrı gitmez." diye yazdı.
Ve benzerleri:
Abdülkerim Wembley'deki ilk idmana giderken bir kaç futbolcu ile birlikte yarış yaptılar. Wembley'e ayak basan ilk biz olalım dediler.. Abdülkerim sanki Neil Armstrong gibiydi.. 'Ay'a ilk ben ayak basacağım' diyordu.
8-0'lik bir İngiltere maçında defans iyice bunalmıştı, sonunda 5. yada 6. golü yedikten sonra TRT spikerinin dedikleri: "Evet sayın izleyiciler, İngilizlerin bir atağını daha gol yiyerek savuşturduk..."
Rıdvan Dilmen'e atfedilen sözler de şöyle: O maçta top ayağıma 9 kere değmişti, zaten 9 kere santra yapmıştık. 8'i yediğimiz gollerden, biri de ikinci yarıya başlarken...
İngiltere teknik direktörünün "Türk takımı futbola benzer bir şey oynuyordu." demeci de unutulmaz sözlerdendi.
Benim bu maça ait Youtube'da seyrettiğim kısa, kalitesiz çözünürlükteki özetlerde dikkatimi çeken şey, birçok futbolcunun yenilen gollerde elleri belinde durarak pozisyonları seyretmeleri olmuştu. Tabi o yıllar zor yıllardı. Türkiye terör döneminden yeni çıkmış üzerine bir de darbe yaşamıştı. Para yoktu, altyapı yoktu. Çim saha, gece maç yapmak için bir donanım yoktu. Bugün sadece teknik direktörlere milyonlarca para yatırdığımız A Milli Takım'a, o yıllarda yurt dışında kamptayken meşrubat alındı diye soruşturma açıldığını bile okumuştum.
Türkiye'de çıkara ve çeşitli ilişkilere dayanan futbol düzeni yerine akla ve spordaki bilimsel gelişmelere dayalı bir futbol düzeni olsaydı, nerede duracağını, nereye koşacağını, topu kime nasıl atacağını bilmeyen, bir oyun şablonu olmayan, olsa da bunu sahada ortaya koyacak altyapıdan yoksun takımı görünce hemen harekete geçer ve futbolda yeni bir yapılanma süreci başlatarak bugünlerde dünyanın kalburüstü futbol ülkelerinden biri olmamızı sağlardı.
Bir ülkenin mizacı futboluna bu kadar mı yansır?
Arkadaşlarımıza güzel bir pazar günü ve zevkli çözümler diliyorum.
En son Avni Aksay tarafından C.tesi Kas. 13, 2021 11:24 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
platini üye
Adı: : Mehmet KOÇ Doğum Tarihi : 20/01/54 Mesaj Sayısı : 13591 Kayıt tarihi : 14/02/10 Yaş : 70
Günleriniz ve yürekleriniz hep aydınlık olsun. Sevgili AKSAY bu güzel açış paylaşımınız için çok teşekkürler. Kitap kazananları kutlarım. Tüm dostlara zevkli çözümler,sağlık,huzur ve mutluluklar dilerim. Sevgi ve saygılarımla..
Avni Aksay üye
Adı: : Avni AKSAY Doğum Tarihi : 12/09/80 Mesaj Sayısı : 1666 Kayıt tarihi : 02/01/13 Yaş : 43
HAKİR Türkçe Sözlük (ka ile) (i. A. hakaret’ten smüş.) (mü. hakîre). İtibârı, değeri olmayan, küçük görülen, horlanan, güçsüz, hürmet ve sevgi gösterilmeyen. Eskiden tevâzu ve mahviyet tâbiri olarak kullanılırdı:SS-SS-3/1 HAKİR
platini üye
Adı: : Mehmet KOÇ Doğum Tarihi : 20/01/54 Mesaj Sayısı : 13591 Kayıt tarihi : 14/02/10 Yaş : 70
Boci kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. Boci kelimesi İtalyanca kökenlidir. TDK'ya göre boci kelimesi anlamı şu şekildedir: - Ağır yük taşımaya yarayan, iki kalın ve küçük tekerleği olan el arabasıSS-5/3 BOCİ
emas_73 üye
Adı: : Öner Bölükbaşı Doğum Tarihi : 03/04/51 Mesaj Sayısı : 1663 Kayıt tarihi : 28/03/10 Yaş : 73
TALİMAR—Ağaç teknelerde baş bodoslama' sının dış yüzeyine, aşağıdan yukarıya doğru bağlanan ve alt kısmı omurganın baş tarafına binen sağlam ağaç parça. Özellikle baştan bindirmelerde bodoslamayı koruma görevini yaptığı gibi, varsa cıvadranın ve bastonun bağlantıları da bu ağaca yapılır.SS-11/1 TALİMAR
platini üye
Adı: : Mehmet KOÇ Doğum Tarihi : 20/01/54 Mesaj Sayısı : 13591 Kayıt tarihi : 14/02/10 Yaş : 70
İSPARÇENA,Bir halatın aşınmaması için üzerine sarılan ip. || Halatı meydana getiren üç boy ipten biri. I| tsparçena bükümü, halat haline getirme. || tsparçena etmek, halatın üzerine ip sarmak. || tsparçena halatı, üzerine ip sarılan halat. SS-13/3 İSPARÇENA
platini üye
Adı: : Mehmet KOÇ Doğum Tarihi : 20/01/54 Mesaj Sayısı : 13591 Kayıt tarihi : 14/02/10 Yaş : 70